Küçük Canlar / Tiny Souls

Yönetmen  Director: Dina Naser

Yapımcı  Producer: Dina Naser

Kurgu  Editing: Najwa Khachimi, Qutiba Barhamje

Müzik  Music: Ronald Heu

2012’de Suriye’deki savaştan kaçan Marwa, annesi ve kardeşleriyle birlikte Ürdün’deki Zaatari Mülteci Kampında kalmaktadır. Dokuz yaşındaki Marwa’nın tek hevesi her çocuk gibi okula gitmek ve oyun oynamaktır. Afacan erkek kardeşi Mahmud ve nazlı kız kardeşi Ayah’la kurduğu ilişkide Marwa’nın neşeli mizacı ortaya çıkar. Kampa yerleşeli dört ay olmuştur ancak Marwa en fazla bir iki hafta daha kalıp gideceklerinden emindir. Yönetmen takip eden dört yıl boyunca Marwa’nın gündelik yaşamını, bir çocuktan genç bir kadına dönüşmesini, tüm şekilsizliğine rağmen yaşamın filizlenişini filme alır. Gündelik zorlukların arasında mizaha, uyuşmazlıklara ve yaşamsal duygulara şahit oluruz. Ancak en kuvvetli duygu, zorluklarla başa çıkma gücüdür. Genç ve açık yürekli, kendi deyimiyle bir “özgür güvercin” olan Marwa yüksek duvarlar ve dikenli tellerin kendisine işlemediğini düşünür. Zaman ilerledikçe kamptaki hayatına, arkadaşlarına ve geçici evine bağlanır; bir gün ağabeyi aşırılık yanlısı militanlarla bağlantısı sorgulanmak üzere çağırıldığında “yerleşik” hayatları tersyüz olana dek.

Marwa, her mother and siblings are stranded in Zaatari Refugee Camp - Jordan, where they arrived in 2012 after escaping war in Syria. Marwa is nine, and like any child, her concerns revolve around school, and her interests around playtime. Throughout the film, her playful character comes to life with her mischievous younger brother Mahmoud and her sassy younger sister, Ayah. Four months into camp life, Marwa expects that theyʼd likely stay there for another week, maybe two. Over the ensuing four years, the director follows Marwaʼs day to day life in the camp, where she blossoms from a child to a young woman, where life perseveres time and again, despite its unusual shape. Amidst daily challenges, we witness humor, friction, and a range of survival sentiments, but above all, resilience is vivid. As a young, open spirit, Marwa envisions herself as a “free pigeon” in her own words, unrestricted by high walls and barbwires. As the years go by, Marwa gets attached to her camp life, friends, and make-shift home, until one day, her elder brother is called upon by authorities for interrogation about his association with militant extremists. Only then their “settled” life takes an immense turn.